Samsun'da TOKİ konutları 5 kişiye
mezar oldu. Peki TOKİ, bilimsel kriterlere göre mi konutlar inşa ediyor?
Denetimi nasıl gerçekleştiriliyor? TOKİ neden var? Soruları yanıtlayan Şehir
plancısı Tayfun Kahraman, sınırsız yetkileriyle TOKİ'nin kamu gücünü kullanarak
muazzam bir firma haline geldiğini belirtiyor.
Etkin Haber Ajansı / 11 Temmuz 2012
Çarşamba, 11:14
İSTANBUL- Samsun'daki selde TOKİ'nin
Kuzey Yıldızı Konutlarında 5 kişinin yaşamını yitirmesi nedeniyle, TOKİ
eleştirilerin odağı oldu. AKP Hükümeti'nin yaptığı yasal düzenlemelerle
sınırsız yetkilere sahip olan TOKİ, denetlenemezliği nedeniyle de dikkat
çekiyor. Şehir plancısı Tayfun Kahraman, Samsun'daki olayın, TOKİ'nin diğer
projelerine de bakılması ihtiyacını ortaya çıkardığını belirtti.
ETHA'ya konuşan TMMOB Şehir
Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman, TOKİ'nin 1984 yılında
alt ve orta gelir gruplarının konut ihtiyacının karşılanması amacıyla
kurulduğunu, ancak imar affı nedeniyle işlerlik kazanamadığını söyledi.
Kahraman, "Çünkü o dönemde gecekondu alanlarına imar hakkı verilmesiyle
birlikte yap-satçılar marifetiyle bu alanlar apartmanlaştırıldı ve böylece
konut arzı gerçekleştiği için TOKİ sıçrama gerçekleştiremedi. Konut üretti ama
orta ve üst gelir grubuna yönelik konutlar oldu bunlar" diye konuştu.
AKP
TOKİ'Yİ BÜYÜK BİR ŞİRKET HALİNE GETİRDİ
Kahraman, TOKİ'nin 2004 yılında
yapılan yasal değişikliklerle büyük bir değişim gösterdiğini ifade etti.
Ayrıcalıklı ve istisnaları elinde bulunduran bir kurum haline geldiğini,
yetkilerinin genişletildiğini, kapatılan arsa ofisine bağlı tüm kurumlar ve
arsa ofisinin tüm mülkleri ile Emlak Bankası'nın gayrimenkullerinin TOKİ'ye
devredildiğini belirten Kahraman, TOKİ'nin bugünkü durumunu şöyle anlattı:
"TOKİ muazzam bir kamu iktisadi
teşekkülü haline geldi. 2004 ve son olarak 2010 yılında yapılan yasal
değişikliklerle birlikte her türlü alanda, her türlü inşaat projesini yapmaya,
her türlü gayrimenkulu alıp satmaya ve bu gayrimenkuller üzerinde plan
hazırlayıp bu planları onaylamaya ve askıya çıkarmaya yetkili bir kurum haline
getirildi. Sınırsız bir yetkisi var. 2010'daki yasal değişiklikle birlikte Kamu
İhale Kurumu kapsamından çıkarıldı. Kamu İhale Kanunu'nda tanımlanan istisna
durumlardan birisine sahip ve kamu ihale denetimine tabi değil. Sadece Sayıştay
tarafından denetleniyor.
Adeta bir şirket gibi çalışıyor. Ama
kamusal hakları kullanan, 'kamu yararına' bu işlemi götürdüğü için bir kamu
kurumu gibi çalışarak bir şirket gibi piyasada var olan bir firmadan
bahsediyoruz. TOKİ bir idaredense muazzam bir firma haline geldi. Kamu adına gelir
paylaşım modeliyle, özellikle İstanbul'da -ki konutların yüzde 90'ı İstanbul'da
yapılıyor, üst gelir grubuna yönelik İstanbul'un çok değerli kamu arazileri
üzerinde projeler geliştirerek bu projelerden elde ettiği gelirle Anadolu'da
bugün bildiğimiz toplu konut uygulamalarını yapıyor. Samsun da bunlarda bir
tanesi. 500 bin konuttan bahsediyoruz. İstanbul'un kentsel rantını alarak tüm
Türkiye'de konutlar inşa ediyor. Firma gibi çalışması ve kamu gücünü kullanma
yetkisinin tamamen elinde olması, hatta planlama yetkisinin elinde olması ve
istediği her yerde plan değişikliği yaparak kendi mülklerinin değerini kat be
kat arttırabilme kapasitesine sahip olmasından kaynaklanıyor bu gücü."
Kahraman, imar planı yetkisinin
yerel yönetimlerde olduğu halde, TOKİ'nin de böyle bir yetkisi olduğuna dikkat
çekti.
TOKİ
DENETLENMİYOR
Samsun'daki acı olayın TOKİ'nin
denetimsizliğini gösterdiğine işaret eden Kahraman, "Çok hızlı üretim
yapılırken birçok şey de gözardı edilmiş ve bu gözardı edilmeler ne yazık ki
can kayıplarıyla sonuçlandı. Hiç olmayacak yerde toplu konut projesi
yapılmasına neden olmuş bu denetimsizlik ve vurdumduymazlık. Bu
vurdumduymazlığın bedelini vatandaşlarımız ödedi" dedi.
SAMSUN'DA
BİRİNCİ SORUMLU TOKİ
Analiz çalışması yapılmadan konutlar
inşa edildiğini kaydeden Kahraman, Samsun için şunları söyledi: "Bu alan
taşkın alanı ve sel ile karşılaşması durumu, ki Samsun'da 10-15 yıllık
periyodlarla beklenen yağışlarmış bunlar, bu yağışlar hesaplanmadan yapılan
toplu konut projesi tamamen vurdumduymazlıktır. Analiz çalışmaları yapılmadan
hızlıca üretme arzusu ile bunlar tammen gözardı edilmiş. Burada suçlu TOKİ,
Samsun Büyükşehir Belediyesi, Canik Belediyesi ve bu planlara onay veren Devlet
Su İşleri."
SORUN
BODRUM KATLAR DEĞİL, DERE YATAĞI
Kahraman, Çevre ve Şehircilik Bakanı
Erdoğan Bayraktar'ın bodrum katlarla ilgili yasaları gözden geçirecekleri
açıklamasına da yanıt verdi: "Bodrum kat yapılabilir, yapılmaz değil ama
bunu nerede yaptığınız ve ne koşullarda yaptığınız önemli. Siz bir dere yatağı
üzerinde, yasaklı bir alanda bir plan marifetiyle yapılaşmaya giderseniz ve
burada bodrum kat yaparak oraya da kapıcıları yerleştirirseniz, bu ölüme
davetiye çıkarmaktır. Sel felaketi ile karşılaşması muhtemel bir kentte, dere
yatağında konut yapılması tamamen bu insanların cellatlığını yapmaktır."
DİĞER
PROJELERE DE BAKMAK GEREKİR
Tayfun Kahraman, Samsun'daki olayın,
TOKİ'nin diğer projelerine de bakılması ihtiyacını ortaya çıkardığını kaydetti.
Türkiye'de "hep inşa
etmek" üzerine kurgulu bir sistem olduğunu belirten Kahraman, AKP'nin imar
politikasına ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Kahraman, sağlıklı kentler
ve sağlıklı çevreler yerine "ne kadar inşaat yaparım" hesabı ile
hareket edildiğini söyledi. Tayfun Kahraman, AKP'nin imar politikasının, ANAP
ile aynı çizgide olduğunu dile getirdi.
ANAP iktidara geldiğinde ilk
çıkardığı yasalardan birisinin immar affı kanunu olduğunu hatırlatan Kahraman,
"Bundaki mantık; inşa etmek üzerineydi" dedi.
Gecekondu arazilerine imar hakkı
verilerek yüksek yapılaşmanın sağlandığını ve küçük mütahitler aracılığıyla
Türkiye'deki ekonomik krizin bir anlamda bertaraf edildiğini kaydeden Kahraman,
bunun 1990'lara kadar başarılı olduğunu, ancak sonrasında keskni ekonomik
krizler yaşamaya başladığını hatırlattı.
EKONOMİ
İNŞAAT SEKTÖRÜ İLE AYAKTA TUTULMAYA ÇALIŞILIYOR
Kahraman, çünkü inşaat sektörü
üzerinden döndürülen ekonominin sağlıklı olmadığını, reel sektör
canlandırılmadan toprağa bu kadar çok sermaye yüklenmesinin birikim krizi
ortaya çıkaracağını anlattı.
Kahraman, "Bugüne baktığımızda
özellikle TOKİ üzerinden sürekli kamu mülklerinin ayrıcalıklı imar haklarıyla
satışı üzerinden pek çok inşaat projesinin zemini hazırlandı. AKP şimdi Kentsel
Dönüşüm Yasası ile birlikte kent merkezlerinde arz edilemeyen kentsel arsaları
yeniden yaratmak için, bu alanları boş alanlar olarak düşünerek 'nasıl kentsel
arsaya çeviririm ve yeni inşaat projelerini yaparım' diye bakıyor" dedi.
Kahraman, bunun ekonominin inşaat sektörü ile ayakta tutulması üzerine bir
kurgu olduğuna dikkat çekti.
Tayfun Kahraman, Türkiye'nin her ne
zaman ekonomik anlamda dar boğaza girse inşaat sektörünün önünü açtığını, yasal
düzenlemeleri buna göre yaptığını belirtti.