11 Temmuz 2012 Çarşamba

TOKİ: Kamu gücünü kullanan büyük bir şirket

Samsun'da TOKİ konutları 5 kişiye mezar oldu. Peki TOKİ, bilimsel kriterlere göre mi konutlar inşa ediyor? Denetimi nasıl gerçekleştiriliyor? TOKİ neden var? Soruları yanıtlayan Şehir plancısı Tayfun Kahraman, sınırsız yetkileriyle TOKİ'nin kamu gücünü kullanarak muazzam bir firma haline geldiğini belirtiyor.
Etkin Haber Ajansı / 11 Temmuz 2012 Çarşamba, 11:14
İSTANBUL- Samsun'daki selde TOKİ'nin Kuzey Yıldızı Konutlarında 5 kişinin yaşamını yitirmesi nedeniyle, TOKİ eleştirilerin odağı oldu. AKP Hükümeti'nin yaptığı yasal düzenlemelerle sınırsız yetkilere sahip olan TOKİ, denetlenemezliği nedeniyle de dikkat çekiyor. Şehir plancısı Tayfun Kahraman, Samsun'daki olayın, TOKİ'nin diğer projelerine de bakılması ihtiyacını ortaya çıkardığını belirtti.

ETHA'ya konuşan TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman, TOKİ'nin 1984 yılında alt ve orta gelir gruplarının konut ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulduğunu, ancak imar affı nedeniyle işlerlik kazanamadığını söyledi. Kahraman, "Çünkü o dönemde gecekondu alanlarına imar hakkı verilmesiyle birlikte yap-satçılar marifetiyle bu alanlar apartmanlaştırıldı ve böylece konut arzı gerçekleştiği için TOKİ sıçrama gerçekleştiremedi. Konut üretti ama orta ve üst gelir grubuna yönelik konutlar oldu bunlar" diye konuştu.
AKP TOKİ'Yİ BÜYÜK BİR ŞİRKET HALİNE GETİRDİ
Kahraman, TOKİ'nin 2004 yılında yapılan yasal değişikliklerle büyük bir değişim gösterdiğini ifade etti. Ayrıcalıklı ve istisnaları elinde bulunduran bir kurum haline geldiğini, yetkilerinin genişletildiğini, kapatılan arsa ofisine bağlı tüm kurumlar ve arsa ofisinin tüm mülkleri ile Emlak Bankası'nın gayrimenkullerinin TOKİ'ye devredildiğini belirten Kahraman, TOKİ'nin bugünkü durumunu şöyle anlattı:
"TOKİ muazzam bir kamu iktisadi teşekkülü haline geldi. 2004 ve son olarak 2010 yılında yapılan yasal değişikliklerle birlikte her türlü alanda, her türlü inşaat projesini yapmaya, her türlü gayrimenkulu alıp satmaya ve bu gayrimenkuller üzerinde plan hazırlayıp bu planları onaylamaya ve askıya çıkarmaya yetkili bir kurum haline getirildi. Sınırsız bir yetkisi var. 2010'daki yasal değişiklikle birlikte Kamu İhale Kurumu kapsamından çıkarıldı. Kamu İhale Kanunu'nda tanımlanan istisna durumlardan birisine sahip ve kamu ihale denetimine tabi değil. Sadece Sayıştay tarafından denetleniyor.
Adeta bir şirket gibi çalışıyor. Ama kamusal hakları kullanan, 'kamu yararına' bu işlemi götürdüğü için bir kamu kurumu gibi çalışarak bir şirket gibi piyasada var olan bir firmadan bahsediyoruz. TOKİ bir idaredense muazzam bir firma haline geldi. Kamu adına gelir paylaşım modeliyle, özellikle İstanbul'da -ki konutların yüzde 90'ı İstanbul'da yapılıyor, üst gelir grubuna yönelik İstanbul'un çok değerli kamu arazileri üzerinde projeler geliştirerek bu projelerden elde ettiği gelirle Anadolu'da bugün bildiğimiz toplu konut uygulamalarını yapıyor. Samsun da bunlarda bir tanesi. 500 bin konuttan bahsediyoruz. İstanbul'un kentsel rantını alarak tüm Türkiye'de konutlar inşa ediyor. Firma gibi çalışması ve kamu gücünü kullanma yetkisinin tamamen elinde olması, hatta planlama yetkisinin elinde olması ve istediği her yerde plan değişikliği yaparak kendi mülklerinin değerini kat be kat arttırabilme kapasitesine sahip olmasından kaynaklanıyor bu gücü."
Kahraman, imar planı yetkisinin yerel yönetimlerde olduğu halde, TOKİ'nin de böyle bir yetkisi olduğuna dikkat çekti.
TOKİ DENETLENMİYOR
Samsun'daki acı olayın TOKİ'nin denetimsizliğini gösterdiğine işaret eden Kahraman, "Çok hızlı üretim yapılırken birçok şey de gözardı edilmiş ve bu gözardı edilmeler ne yazık ki can kayıplarıyla sonuçlandı. Hiç olmayacak yerde toplu konut projesi yapılmasına neden olmuş bu denetimsizlik ve vurdumduymazlık. Bu vurdumduymazlığın bedelini vatandaşlarımız ödedi" dedi.
SAMSUN'DA BİRİNCİ SORUMLU TOKİ
Analiz çalışması yapılmadan konutlar inşa edildiğini kaydeden Kahraman, Samsun için şunları söyledi: "Bu alan taşkın alanı ve sel ile karşılaşması durumu, ki Samsun'da 10-15 yıllık periyodlarla beklenen yağışlarmış bunlar, bu yağışlar hesaplanmadan yapılan toplu konut projesi tamamen vurdumduymazlıktır. Analiz çalışmaları yapılmadan hızlıca üretme arzusu ile bunlar tammen gözardı edilmiş. Burada suçlu TOKİ, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Canik Belediyesi ve bu planlara onay veren Devlet Su İşleri."
SORUN BODRUM KATLAR DEĞİL, DERE YATAĞI
Kahraman, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın bodrum katlarla ilgili yasaları gözden geçirecekleri açıklamasına da yanıt verdi: "Bodrum kat yapılabilir, yapılmaz değil ama bunu nerede yaptığınız ve ne koşullarda yaptığınız önemli. Siz bir dere yatağı üzerinde, yasaklı bir alanda bir plan marifetiyle yapılaşmaya giderseniz ve burada bodrum kat yaparak oraya da kapıcıları yerleştirirseniz, bu ölüme davetiye çıkarmaktır. Sel felaketi ile karşılaşması muhtemel bir kentte, dere yatağında konut yapılması tamamen bu insanların cellatlığını yapmaktır."
DİĞER PROJELERE DE BAKMAK GEREKİR
Tayfun Kahraman, Samsun'daki olayın, TOKİ'nin diğer projelerine de bakılması ihtiyacını ortaya çıkardığını kaydetti.
Türkiye'de "hep inşa etmek" üzerine kurgulu bir sistem olduğunu belirten Kahraman, AKP'nin imar politikasına ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Kahraman, sağlıklı kentler ve sağlıklı çevreler yerine "ne kadar inşaat yaparım" hesabı ile hareket edildiğini söyledi. Tayfun Kahraman, AKP'nin imar politikasının, ANAP ile aynı çizgide olduğunu dile getirdi.
ANAP iktidara geldiğinde ilk çıkardığı yasalardan birisinin immar affı kanunu olduğunu hatırlatan Kahraman, "Bundaki mantık; inşa etmek üzerineydi" dedi.
Gecekondu arazilerine imar hakkı verilerek yüksek yapılaşmanın sağlandığını ve küçük mütahitler aracılığıyla Türkiye'deki ekonomik krizin bir anlamda bertaraf edildiğini kaydeden Kahraman, bunun 1990'lara kadar başarılı olduğunu, ancak sonrasında keskni ekonomik krizler yaşamaya başladığını hatırlattı.
EKONOMİ İNŞAAT SEKTÖRÜ İLE AYAKTA TUTULMAYA ÇALIŞILIYOR
Kahraman, çünkü inşaat sektörü üzerinden döndürülen ekonominin sağlıklı olmadığını, reel sektör canlandırılmadan toprağa bu kadar çok sermaye yüklenmesinin birikim krizi ortaya çıkaracağını anlattı.
Kahraman, "Bugüne baktığımızda özellikle TOKİ üzerinden sürekli kamu mülklerinin ayrıcalıklı imar haklarıyla satışı üzerinden pek çok inşaat projesinin zemini hazırlandı. AKP şimdi Kentsel Dönüşüm Yasası ile birlikte kent merkezlerinde arz edilemeyen kentsel arsaları yeniden yaratmak için, bu alanları boş alanlar olarak düşünerek 'nasıl kentsel arsaya çeviririm ve yeni inşaat projelerini yaparım' diye bakıyor" dedi. Kahraman, bunun ekonominin inşaat sektörü ile ayakta tutulması üzerine bir kurgu olduğuna dikkat çekti.
Tayfun Kahraman, Türkiye'nin her ne zaman ekonomik anlamda dar boğaza girse inşaat sektörünün önünü açtığını, yasal düzenlemeleri buna göre yaptığını belirtti.