1 Temmuz 2012 Pazar

'Kentsel Dönüşüm: Sınıfların yeniden dağılımı'

Etkin Haber Ajansı / 30 Haziran 2012 Cumartesi, 21:22
HDK Ekoloji Komisyonu'nun düzenlediği "Kentsel Dönüşüm Çalıştayı"nda konuşan mühendis Celal Beşiktepe, kentsel dönüşüm projesi için "Sınıfların kentsel mekanda yeniden dağılımıdır" dedi.
İSTANBUL- Halkların Demokratik Kongresi Ekoloji Komisyonu, milyonlarca emekçiyi mağdur edecek olan Kentsel Dönüşüm Yasası ile ilgili çalıştay düzenledi.
Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nde düzenlenen "Kentsel Dönüşüm Çalıştayı"nda ilk olarak Yavuz Önen söz aldı. Önen, ekolojinin yaşamın çok önemli bir bölümünü oluşturduğunu belirterek, "Bizi yönetenlerin de çok önemli bir alanı, göz diktiği ve mağdur ettiği bir alan" dedi. Bu alanda en can alıcı konulardan birisinin ise kentsel dönüşüm olduğunu ifade eden Önen, "Kapitalizm toprak üzerinden iktidar alanı tesis ediyor. AKP kapitalist bir iktidarın hükümetidir" dedi. Yavuz Önen, AKP'yi "kapitalist imamlar" diye nitelendirdi.

AKP'nin 3 dönemdir hem yerel hem de merkezi yönetimde iktidarı hemen hemen ele geçirdiğini söyleyen Önen, bir yandan teknoloji toprağa müdahaleyi hızlandırırken, diğer yandan siyasi karar verme hızının da arttığına dikkat çekti. Önen, ezilenlerin de kentsel dönüşüme karşı mücadele AKP kadar hızlı olması gerektiğine işaret etti.
Önen, bir yandan yaşam alanlarına, insanların hayatına kast edilirken, diğer yandan "sağlıklı yaşam" propagandası yapıldığına dikkat çekti. Önen, ranta karşı mücadelede gerçeklerin halka anlatılmasının önemli olduğunu da ekledi. "Hızlı yürüyen bu karar mekanizmalarını izleme mekanizmaları oluşturacağız" diyen Önen, AKP'nin kendi önündeki engelleri aşmak için çıkardığı yasalara karşı barikatlar kurulması gerektiğini ifade etti.
'SİLAHLI GÜCÜ YETMİYOR YARGIYI GÜÇLENDİRMEYE ÇALIŞIYOR'
ABD eski Başkanı George Bush'un "teröristler" listesinin başında ekolojistlerin geldiğini hatırlatan Önen, özel yetkili mahkemelere dikkat çekerek, ekoloji mücadelesi verenlerin davalarla karşı karşıya kalabileceğine işaret etti. Önen, "Buna karşı da hazırlıklı olmak gerekir" dedi. Önen, direnişlere karşı devletin silahlı gücünün, polis gücünün yetmediğini, bu nedenle yargı gücünü alabildiğine güçlendirmeye çalıştığını belirtti.
Adnan Göktaş, İstanbul'un tarihi dokusunun korunması gerektiğini belirterek, askıya alınan uluslararası anlaşmaların hatırlatılması gerektiğini söyledi. "Hükümetin en kolay para kazandığı sektör inşaat sektörüdür" diyen Göktaş, devletin kentsel dönüşüm projesine karşı alternatif konulması gerektiğini söyledi.
Cezmi Özdemir, halkın "sana ev yapacağım, şu kadar paraya satarsın" denilerek kandırıldığını söyledi, bu konuda halkın bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
HALK ŞEHİR PLANLAMASINA KATILMALI
Bursa'dan gelen şehir plancısı ve HDK Genel Meclis üyesi İkbal Polat, Türkiye'de 1997'de gündeme gelen kentsel dönüşümün dünyada olmadığını söyledi. İmar planı denilen şehirlerin planı yapılırken "analiz, sentez ve plan" safhalarından geçildiğini belirten Polat, tüm bu süreçlere halkın katılımının önemli olduğunu ifade etti.
Polat, Başbakan Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu yıllarda Okmeydanı-Kağıthane için öngörülen planın, halkın mücadelesi ile iptal edildiğini hatırlatarak, ancak bugün AKP'nin, hukuki mücadelenin önüne geçtiğini ifade etti. Polat, "Mahkemelerle durdurabileceğimiz bir mücadele aksı işlemeyecek" dedi.
Dünyada şehir planlamalarından örnek veren Polat, Katalonya'dan bir örnek vererek, yenileme için önce bölgenin bütçesinin çıkarıldığını ve bu bütçenin yüzde 60'ının Katalan özerk yönetiminden, yüzde 15'inin belediyeden kalanının da gelir durumuna göre halktan karşılandığını söyledi.
HDK İstanbul yürütme üyesi Erdal Demirhan, AKP'nin kentsel dönüşüm projeleri ile bir yandan rant alanı yaratırken, diğer yandan toplumu yeniden şekillendirdiğini söyledi. Demirhan, bu projelerinin rant amacı dışında siyasi amaçlı da olduğunu söyledi, İzmir Kadifekale'yi örnek gösterdi. Demirhan, Kürtlerin Kadifekale'den sürülmek istendiğine dikkat çekti.
"Kapitalizm yoksul emekçilerin evlerini yıkarak ticari rant haline getiriyor" diyen Demirhan, Ayazma'da evleri yıkılan yoksul halkın başka evlere yerleştirilerek aidatlarını bile ödeyemediği, daha sefil bir yaşama zorlandığını kaydetti. Demirhan, Ayazma yıkılırken "altyapı yok, yol, elektrik yok" denildiğini, ancak Ağaoğlu oraya site inşa edince altyapısının yapıldığını kaydetti.
Evine sahip çıkanların mafya olarak gösterildiğini ve davalık olduğunu belirten Demirhan, yakın zamanda yıkımların başlayabileceğini söyledi. Erdal Demirhan, HDK meclislerinin kendi bölgelerinde yıkımlara karşı hazırlıklı olması gerektiğini dile getirdi, yaşam hakkı, barınma hakkı gibi komisyonlar önerdi.
Ataşehir Mahallesi'nde yaşayan Neziha Eliuygun, AKP Hükümeti için "Yasaları kendilerine göre ayarladılar, mahkemeleri kendilerine göre ayarladılar. İstedikleri şeyi mutlaka bizim elimizden almaya çalışıyorlar. Onlar çok hızlı hareket ediyor, biz bu konuda biraz geç kaldık" dedi. Eliuygun, mahallelerde yürütülen mücadelenin ortaklaştırılması gerektiğini ifade etti.
'BU YASA İMARA HAKİM OLMA YASASI'
HDK Sarıyer Meclisi yürütme üyesi Köksal Doğan, barınma meselesi için "mülkiyet sorunu" diyenlere yanıt verdi, "Mülkiyet sorunu değildir, en temel insan hakkıdır" dedi.
Aynı zamanda Konut Hakkı Koordinasyonu Sözcüsü olan Doğan, Sarıyer'de yürüttükleri barınma hakkı mücadelesi nedeniyle gözaltına alındıklarını hatırlattı. Doğan, gözaltına alınanlar arasında farklı siyasi görüşte insanlar olduğunu belirterek, "Siyasi düşüncesine bakmıyor, ranta bakıyor. Evlerini, derelerini savunanlar terörist olarak görülüyor, yargılanıyor" dedi.
"İmara kim hakimse iktidar da ondadır" ifadesini kullanan Doğan, Kentsel Dönüşüm Yasasının imara hakim olma yasası olduğunu söyledi. Doğan, kesinlikle pazarlık söz konusu olmayacağını belirterek, "Mutlaka yaşam alanlarımızı savunacağız" dedi. Köksal Doğan, depreme dayanıksız evleri halkın kendisinin yapabileceğini belirterek, "HDK, topyekün direniş örgütlemeli. Toplumsal bir direniş örgütlenmeli. Biz Sarıyer'de direnmeseydik şimdiye kadar çoktan yıkmışlardı" diye konuştu.
HDK Eyüp Meclisi'nden İsmail Seyrek, Alibeyköy'de yürüttükleri çalışma hakkında bilgi verdi. Seyrek, imar planına karşı muhtarlar ve yöre derneklerinin de içinde olduğu geniş bir platform oluşturduklarını söyledi.
ZORLA MÜLK EDİNDİRİLİYOR
Erdal Bayraktar, kentsel dönüşümün propagandasında kullanılan fotoğrafları hatırlatarak, mevcut halinde matruk bir görünüm varken, yapılması planlanan fotoğrafta şık kadın ve erkekler görüldüğünü söyledi. Bayraktar, "Fotoğraflar arasındaki fark mekana ve insanlara bakış açısını gösteriyor" dedi. Bayraktar, insani bir yaşamın herkes için eşit koşullarda sağlanması gerektiğini dile getirdi.
Bayraktar, "Dünyanın hiçbir yerinde zorla mülk edindirme diye bir şey görmedim. Türkiye'de zorla mülk edindirme süreci yaşanıyor. Yoksullara kredi verilerek yoksullukları derinleştirilecek ve göç ettirilecekler" diye konuştu.
TOKİ'nin çevreci söylemlerine karşı "Bugüne kadar yaptıklarında bunu uyguladı mı" diyen Bayraktar, Başıbüyük'te TOKİ'nin yaptığı evlerin bir katını kaydığını hatırlattı.
YASADAN SONRA HARİTADA FAY HATLARI ARTTI
İlker Önal, Kentsel Dönüşüm Yasası'ndan sonra deprem haritasının yenilendiğini hatırlatarak, fay hatlarının arttığına dikkat çekti. Önal, bu bilimsel çalışmanın hangi niyetle kullanılacağının bilinmediğini söyledi.
Osman Özkan, Markx'ın "Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser" sözünü hatırlatarak konuşmasına başladı. Halkın sağlığının egemenlerin umurunda olmadığını söyleyen Özkan, her mahallede direniş komiteleri oluşturulması gerektiğini dile getirdi.
HDK Eyüp Meclisi aktivisti Önder Öner, Kentsel Dönüşüm Yasası'nın geleceksizletirme yasası olduğunu söyledi. Öner, "Bu yasa 30-40 yıl önce burjuvazinin emekçilere kaptırdığı alanların geri alınması yasası" dedi.
Bu yazın yıkım dolu bir yaz olacağını söyleyen Öner, herkese sağlıklı konut hakkı ve yerinde ıslahın savunulması gerektiğini dile getirdi. Öner, her mahallede mimar ve mühendislerin de katılımıyla atölyeler oluşturulması ve alternatif projeler hazırlanmasını önerdi.
Prof. Beyza Üstün, HDK aktivistlerinin halka, kentsel dönüşümün sonuçlarını iyi anlatması gerektiğini söyledi. HDK'nin misyonunun alternatif üretmek ve pazarlık yapmak olmadığını söyleyen Üstün, Kentsel Dönüşüm Yasası'nın deprem engelleyici ya da sağlıklaştırıcı projeler olmadığının, sermaye için biriktirme alanları olduğunun anlatılması gerektiğini dile getirdi. Üstün, "Bu siyasi bir mücadele" dedi, mücadele örneklerinin anlatmanın halka güç vereceğini ifade etti.
'KENTSEL DÖNÜŞÜM SINIFLARIN KENTSEL MEKANDA YENİDEN DAĞILIMIDIR'
Mühendis Celal Beşiktepe, Paris Komünü sonrası Paris'in yıkılıp yürüyüşleri engelleyecek şekilde yeniden yapıldığını söyledi. Beşiktepe, "Sınıflar mücadelesinin önüne geçilmek istendi. Bu proje de sınıfların kentsel mekanda yeniden dağılımıdır. Sınıfların mekanda yeniden dizayn edilmesidir" dedi.
İstanbul'un kritik bir direngi noktası olduğunu ifade eden Beşiktepe, dünyadaki yeni devrimci sürecin, yoksulların örgütlenmesi gerektiğini gösterdiğine işaret etti.
Beşiktepe, kentsel dönüşümün dünya düzeyinde özelleştirme dalgalarından bile daha tehlikeli sonuçlar içerdiğini belirterek, dayanışmayı, kültürü, tarihi yok etmek, bu şekilde direnişi sonladırmak istediklerini söyledi.
'AVCI İLE MUHATABIZ'
"Mahallelerde mimarlara, mühendislere başvurmak zorunda değiliz" diyen Beşiktepe, mücadelede üç temel ilkeyi "Bölünmeyeceksiniz, pazarlığa oturmayacaksınız, örgütlülüğü dağıtmayacaksınız" olarak açıkladı. Beşiktepe, "Çünkü avcı ile muhatapsınız. Avcı tuzak kurar, sistemin olayı budur. Bunun mühendislik mimarlık bilimi ile alakası yok. Bir insan iradesi dışında yerinden edilemez, onayı olmadan sürgün edilemez. Temel bir haktır ve hiçbir güç, hiçbir vaat geçerli değildir. Bizim işimiz plan yapmak değil, tuzak bunlar. Biz şunu söylüyoruz; planlama bir senaryo ise, başından sonuna kadar beraber yazmaktır. Rol almak değil. Demokratik planlama; yaşama, geleceğe dair söz söylemektir. Biz sözü sözü söyleyeceğiz, işi onlar yapacak."
Uzmanlaşmayı, "kapitalizmin insanları süreçten koparmasının bir yemi" olarak nitelendiren Beşiktepe, insanların kendi geleceklerini kendilerinin belirlemesi gerektiğini söyledi.
Deprem riski göz önüne alınarak sağlıklı ve güvenli yaşam alanlarının savunulması gerektiğini söyleyen Celal Beşiktepe, 17 Ağustos depreminden sonra, devletten "yapı stokları rant aracı olmadan elden geçirilsin" denildiğini hatırlattı.
Beşiktepe, "kaçak yapı" diyenlere şöyle yanıt verdi: "Ne demek kaçak? Kaçak olan sistem inşa ettirdi. Sanayileşme politikası ile buraya çağırdı, devlet verdi bireketleri."
İKİNCİ KEZ SÜRGÜN EDİLİYORLAR
Şimdi halkın ikinci kez yerinden sürgün edilmek istendiğini belirten Beşiktepe, ekledi: "İtirazımız buna."
"Kentsel dönüşüm sadece rant olayı değil, sermayenin kendini yeniden üretme, üzerine koyma olayı" diyen Beşiktepe, rantın basit kalacağını ifade etti.
Marx'ın "Biz geleceğin toplumunu, üstüne günümüz toplumunun gölgesini düşürmeden tasarlayacağız" sözünü hatırlatan Beşiktepe, "Biz yeni bir toplum tasarlıyoruz. Çekinmeden, ürkmeden açık ve net söyleyeceğiz. Biz barınma hakkını kullanan insanlardan vergiyi kaldıracağız. Temel bir hak bu. Ne demek vergi? Mülkiyeti devretmeyeceğiz. Şimdi TOKİ kamunun kaynaklarını kullanıyor. Biz kamunun kaynaklarını nasıl kullanacağımızı anlatacağız. Topluma ait olan bu kaynakların eşitlik ve adalet ilkeleri çerçevesinde kullanacağımızı anlatacağız" diye konuştu.