Etkin Haber Ajansı / 30 Haziran 2012
Cumartesi, 21:22
HDK Ekoloji Komisyonu'nun
düzenlediği "Kentsel Dönüşüm Çalıştayı"nda konuşan mühendis Celal
Beşiktepe, kentsel dönüşüm projesi için "Sınıfların kentsel mekanda
yeniden dağılımıdır" dedi.
İSTANBUL- Halkların Demokratik
Kongresi Ekoloji Komisyonu, milyonlarca emekçiyi mağdur edecek olan Kentsel
Dönüşüm Yasası ile ilgili çalıştay düzenledi.
Makine Mühendisleri Odası İstanbul
Şubesi'nde düzenlenen "Kentsel Dönüşüm Çalıştayı"nda ilk olarak Yavuz
Önen söz aldı. Önen, ekolojinin yaşamın çok önemli bir bölümünü oluşturduğunu
belirterek, "Bizi yönetenlerin de çok önemli bir alanı, göz diktiği ve
mağdur ettiği bir alan" dedi. Bu alanda en can alıcı konulardan birisinin
ise kentsel dönüşüm olduğunu ifade eden Önen, "Kapitalizm toprak üzerinden
iktidar alanı tesis ediyor. AKP kapitalist bir iktidarın hükümetidir"
dedi. Yavuz Önen, AKP'yi "kapitalist imamlar" diye nitelendirdi.
AKP'nin 3 dönemdir hem yerel hem de
merkezi yönetimde iktidarı hemen hemen ele geçirdiğini söyleyen Önen, bir
yandan teknoloji toprağa müdahaleyi hızlandırırken, diğer yandan siyasi karar
verme hızının da arttığına dikkat çekti. Önen, ezilenlerin de kentsel dönüşüme
karşı mücadele AKP kadar hızlı olması gerektiğine işaret etti.
Önen, bir yandan yaşam alanlarına,
insanların hayatına kast edilirken, diğer yandan "sağlıklı yaşam"
propagandası yapıldığına dikkat çekti. Önen, ranta karşı mücadelede gerçeklerin
halka anlatılmasının önemli olduğunu da ekledi. "Hızlı yürüyen bu karar
mekanizmalarını izleme mekanizmaları oluşturacağız" diyen Önen, AKP'nin
kendi önündeki engelleri aşmak için çıkardığı yasalara karşı barikatlar
kurulması gerektiğini ifade etti.
'SİLAHLI
GÜCÜ YETMİYOR YARGIYI GÜÇLENDİRMEYE ÇALIŞIYOR'
ABD eski Başkanı George Bush'un
"teröristler" listesinin başında ekolojistlerin geldiğini hatırlatan
Önen, özel yetkili mahkemelere dikkat çekerek, ekoloji mücadelesi verenlerin
davalarla karşı karşıya kalabileceğine işaret etti. Önen, "Buna karşı da
hazırlıklı olmak gerekir" dedi. Önen, direnişlere karşı devletin silahlı
gücünün, polis gücünün yetmediğini, bu nedenle yargı gücünü alabildiğine
güçlendirmeye çalıştığını belirtti.
Adnan Göktaş, İstanbul'un tarihi
dokusunun korunması gerektiğini belirterek, askıya alınan uluslararası
anlaşmaların hatırlatılması gerektiğini söyledi. "Hükümetin en kolay para
kazandığı sektör inşaat sektörüdür" diyen Göktaş, devletin kentsel dönüşüm
projesine karşı alternatif konulması gerektiğini söyledi.
Cezmi Özdemir, halkın "sana ev
yapacağım, şu kadar paraya satarsın" denilerek kandırıldığını söyledi, bu
konuda halkın bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
HALK
ŞEHİR PLANLAMASINA KATILMALI
Bursa'dan gelen şehir plancısı ve
HDK Genel Meclis üyesi İkbal Polat, Türkiye'de 1997'de gündeme gelen kentsel
dönüşümün dünyada olmadığını söyledi. İmar planı denilen şehirlerin planı
yapılırken "analiz, sentez ve plan" safhalarından geçildiğini
belirten Polat, tüm bu süreçlere halkın katılımının önemli olduğunu ifade etti.
Polat, Başbakan Erdoğan'ın İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu yıllarda Okmeydanı-Kağıthane için öngörülen
planın, halkın mücadelesi ile iptal edildiğini hatırlatarak, ancak bugün
AKP'nin, hukuki mücadelenin önüne geçtiğini ifade etti. Polat,
"Mahkemelerle durdurabileceğimiz bir mücadele aksı işlemeyecek" dedi.
Dünyada şehir planlamalarından örnek
veren Polat, Katalonya'dan bir örnek vererek, yenileme için önce bölgenin
bütçesinin çıkarıldığını ve bu bütçenin yüzde 60'ının Katalan özerk
yönetiminden, yüzde 15'inin belediyeden kalanının da gelir durumuna göre
halktan karşılandığını söyledi.
HDK İstanbul yürütme üyesi Erdal
Demirhan, AKP'nin kentsel dönüşüm projeleri ile bir yandan rant alanı
yaratırken, diğer yandan toplumu yeniden şekillendirdiğini söyledi. Demirhan,
bu projelerinin rant amacı dışında siyasi amaçlı da olduğunu söyledi, İzmir
Kadifekale'yi örnek gösterdi. Demirhan, Kürtlerin Kadifekale'den sürülmek
istendiğine dikkat çekti.
"Kapitalizm yoksul emekçilerin
evlerini yıkarak ticari rant haline getiriyor" diyen Demirhan, Ayazma'da
evleri yıkılan yoksul halkın başka evlere yerleştirilerek aidatlarını bile
ödeyemediği, daha sefil bir yaşama zorlandığını kaydetti. Demirhan, Ayazma
yıkılırken "altyapı yok, yol, elektrik yok" denildiğini, ancak
Ağaoğlu oraya site inşa edince altyapısının yapıldığını kaydetti.
Evine sahip çıkanların mafya olarak
gösterildiğini ve davalık olduğunu belirten Demirhan, yakın zamanda yıkımların
başlayabileceğini söyledi. Erdal Demirhan, HDK meclislerinin kendi bölgelerinde
yıkımlara karşı hazırlıklı olması gerektiğini dile getirdi, yaşam hakkı,
barınma hakkı gibi komisyonlar önerdi.
Ataşehir Mahallesi'nde yaşayan
Neziha Eliuygun, AKP Hükümeti için "Yasaları kendilerine göre ayarladılar,
mahkemeleri kendilerine göre ayarladılar. İstedikleri şeyi mutlaka bizim
elimizden almaya çalışıyorlar. Onlar çok hızlı hareket ediyor, biz bu konuda
biraz geç kaldık" dedi. Eliuygun, mahallelerde yürütülen mücadelenin
ortaklaştırılması gerektiğini ifade etti.
'BU
YASA İMARA HAKİM OLMA YASASI'
HDK Sarıyer Meclisi yürütme üyesi
Köksal Doğan, barınma meselesi için "mülkiyet sorunu" diyenlere yanıt
verdi, "Mülkiyet sorunu değildir, en temel insan hakkıdır" dedi.
Aynı zamanda Konut Hakkı
Koordinasyonu Sözcüsü olan Doğan, Sarıyer'de yürüttükleri barınma hakkı
mücadelesi nedeniyle gözaltına alındıklarını hatırlattı. Doğan, gözaltına
alınanlar arasında farklı siyasi görüşte insanlar olduğunu belirterek,
"Siyasi düşüncesine bakmıyor, ranta bakıyor. Evlerini, derelerini savunanlar
terörist olarak görülüyor, yargılanıyor" dedi.
"İmara kim hakimse iktidar da
ondadır" ifadesini kullanan Doğan, Kentsel Dönüşüm Yasasının imara hakim
olma yasası olduğunu söyledi. Doğan, kesinlikle pazarlık söz konusu
olmayacağını belirterek, "Mutlaka yaşam alanlarımızı savunacağız"
dedi. Köksal Doğan, depreme dayanıksız evleri halkın kendisinin yapabileceğini
belirterek, "HDK, topyekün direniş örgütlemeli. Toplumsal bir direniş
örgütlenmeli. Biz Sarıyer'de direnmeseydik şimdiye kadar çoktan yıkmışlardı"
diye konuştu.
HDK Eyüp Meclisi'nden İsmail Seyrek,
Alibeyköy'de yürüttükleri çalışma hakkında bilgi verdi. Seyrek, imar planına
karşı muhtarlar ve yöre derneklerinin de içinde olduğu geniş bir platform
oluşturduklarını söyledi.
ZORLA
MÜLK EDİNDİRİLİYOR
Erdal Bayraktar, kentsel dönüşümün
propagandasında kullanılan fotoğrafları hatırlatarak, mevcut halinde matruk bir
görünüm varken, yapılması planlanan fotoğrafta şık kadın ve erkekler
görüldüğünü söyledi. Bayraktar, "Fotoğraflar arasındaki fark mekana ve
insanlara bakış açısını gösteriyor" dedi. Bayraktar, insani bir yaşamın
herkes için eşit koşullarda sağlanması gerektiğini dile getirdi.
Bayraktar, "Dünyanın hiçbir
yerinde zorla mülk edindirme diye bir şey görmedim. Türkiye'de zorla mülk
edindirme süreci yaşanıyor. Yoksullara kredi verilerek yoksullukları
derinleştirilecek ve göç ettirilecekler" diye konuştu.
TOKİ'nin çevreci söylemlerine karşı
"Bugüne kadar yaptıklarında bunu uyguladı mı" diyen Bayraktar,
Başıbüyük'te TOKİ'nin yaptığı evlerin bir katını kaydığını hatırlattı.
YASADAN
SONRA HARİTADA FAY HATLARI ARTTI
İlker Önal, Kentsel Dönüşüm
Yasası'ndan sonra deprem haritasının yenilendiğini hatırlatarak, fay hatlarının
arttığına dikkat çekti. Önal, bu bilimsel çalışmanın hangi niyetle
kullanılacağının bilinmediğini söyledi.
Osman Özkan, Markx'ın
"Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser" sözünü hatırlatarak
konuşmasına başladı. Halkın sağlığının egemenlerin umurunda olmadığını söyleyen
Özkan, her mahallede direniş komiteleri oluşturulması gerektiğini dile getirdi.
HDK Eyüp Meclisi aktivisti Önder
Öner, Kentsel Dönüşüm Yasası'nın geleceksizletirme yasası olduğunu söyledi.
Öner, "Bu yasa 30-40 yıl önce burjuvazinin emekçilere kaptırdığı alanların
geri alınması yasası" dedi.
Bu yazın yıkım dolu bir yaz
olacağını söyleyen Öner, herkese sağlıklı konut hakkı ve yerinde ıslahın
savunulması gerektiğini dile getirdi. Öner, her mahallede mimar ve
mühendislerin de katılımıyla atölyeler oluşturulması ve alternatif projeler
hazırlanmasını önerdi.
Prof. Beyza Üstün, HDK
aktivistlerinin halka, kentsel dönüşümün sonuçlarını iyi anlatması gerektiğini
söyledi. HDK'nin misyonunun alternatif üretmek ve pazarlık yapmak olmadığını
söyleyen Üstün, Kentsel Dönüşüm Yasası'nın deprem engelleyici ya da sağlıklaştırıcı
projeler olmadığının, sermaye için biriktirme alanları olduğunun anlatılması
gerektiğini dile getirdi. Üstün, "Bu siyasi bir mücadele" dedi,
mücadele örneklerinin anlatmanın halka güç vereceğini ifade etti.
'KENTSEL
DÖNÜŞÜM SINIFLARIN KENTSEL MEKANDA YENİDEN DAĞILIMIDIR'
Mühendis Celal Beşiktepe, Paris
Komünü sonrası Paris'in yıkılıp yürüyüşleri engelleyecek şekilde yeniden
yapıldığını söyledi. Beşiktepe, "Sınıflar mücadelesinin önüne geçilmek
istendi. Bu proje de sınıfların kentsel mekanda yeniden dağılımıdır. Sınıfların
mekanda yeniden dizayn edilmesidir" dedi.
İstanbul'un kritik bir direngi
noktası olduğunu ifade eden Beşiktepe, dünyadaki yeni devrimci sürecin,
yoksulların örgütlenmesi gerektiğini gösterdiğine işaret etti.
Beşiktepe, kentsel dönüşümün dünya
düzeyinde özelleştirme dalgalarından bile daha tehlikeli sonuçlar içerdiğini
belirterek, dayanışmayı, kültürü, tarihi yok etmek, bu şekilde direnişi
sonladırmak istediklerini söyledi.
'AVCI
İLE MUHATABIZ'
"Mahallelerde mimarlara, mühendislere
başvurmak zorunda değiliz" diyen Beşiktepe, mücadelede üç temel ilkeyi
"Bölünmeyeceksiniz, pazarlığa oturmayacaksınız, örgütlülüğü
dağıtmayacaksınız" olarak açıkladı. Beşiktepe, "Çünkü avcı ile
muhatapsınız. Avcı tuzak kurar, sistemin olayı budur. Bunun mühendislik
mimarlık bilimi ile alakası yok. Bir insan iradesi dışında yerinden edilemez,
onayı olmadan sürgün edilemez. Temel bir haktır ve hiçbir güç, hiçbir vaat
geçerli değildir. Bizim işimiz plan yapmak değil, tuzak bunlar. Biz şunu
söylüyoruz; planlama bir senaryo ise, başından sonuna kadar beraber yazmaktır.
Rol almak değil. Demokratik planlama; yaşama, geleceğe dair söz söylemektir.
Biz sözü sözü söyleyeceğiz, işi onlar yapacak."
Uzmanlaşmayı, "kapitalizmin
insanları süreçten koparmasının bir yemi" olarak nitelendiren Beşiktepe,
insanların kendi geleceklerini kendilerinin belirlemesi gerektiğini söyledi.
Deprem riski göz önüne alınarak
sağlıklı ve güvenli yaşam alanlarının savunulması gerektiğini söyleyen Celal
Beşiktepe, 17 Ağustos depreminden sonra, devletten "yapı stokları rant
aracı olmadan elden geçirilsin" denildiğini hatırlattı.
Beşiktepe, "kaçak yapı"
diyenlere şöyle yanıt verdi: "Ne demek kaçak? Kaçak olan sistem inşa
ettirdi. Sanayileşme politikası ile buraya çağırdı, devlet verdi bireketleri."
İKİNCİ
KEZ SÜRGÜN EDİLİYORLAR
Şimdi halkın ikinci kez yerinden
sürgün edilmek istendiğini belirten Beşiktepe, ekledi: "İtirazımız
buna."
"Kentsel dönüşüm sadece rant
olayı değil, sermayenin kendini yeniden üretme, üzerine koyma olayı" diyen
Beşiktepe, rantın basit kalacağını ifade etti.
Marx'ın "Biz geleceğin
toplumunu, üstüne günümüz toplumunun gölgesini düşürmeden tasarlayacağız"
sözünü hatırlatan Beşiktepe, "Biz yeni bir toplum tasarlıyoruz.
Çekinmeden, ürkmeden açık ve net söyleyeceğiz. Biz barınma hakkını kullanan
insanlardan vergiyi kaldıracağız. Temel bir hak bu. Ne demek vergi? Mülkiyeti
devretmeyeceğiz. Şimdi TOKİ kamunun kaynaklarını kullanıyor. Biz kamunun
kaynaklarını nasıl kullanacağımızı anlatacağız. Topluma ait olan bu kaynakların
eşitlik ve adalet ilkeleri çerçevesinde kullanacağımızı anlatacağız" diye
konuştu.